Sanat ve Çocuk

Sanat kendini ifade yöntemlerinden biri olarak genelde sanatçılara atfedilen bir yöntemdir. Sanatçı olmayan kişilerin bir sanat dalı ile uğraşması boşa çaba gibi algılanabilir. Oysa ilk çağlardaki insanların kovaladıkları hayvanları duvara çizerken böyle bir kaygıları yoktu. Bir sanat dalı ile kendini ifade etme yolunu seçen, bunun tadına varmış yetişkinler için durum kaygıdan çok özgürlük olarak algılanır, çocuklar için de. Çocuklar spontan olarak çizimler yaparlar. Onlara yeterince özgür alan ve materyal verirseniz, yaptıkları heykellerin ve resimlerin gücü karşısında şaşırabilirsiniz.

kids-01

İnsanların kendini, düşüncelerini ve duygularını ifade etme ihtiyacı, çok temel bir ihtiyaçtır. Bu duyguların ve düşüncelerin tam olarak bilincinde olmasa bile, sanat yolu ile bunları ifade etmek mümkündür. Çok çarpıcı bir örnek Nazi toplama kamplarında gerçekleşmiştir. Nazi toplama kamplarında esir tutulan bazı çocuk ve yetişkinlerin gizlice resim yaptıkları belirtilmiştir. Bu kişilerin, yakalansalar, bunun için öldürüleceklerini bilerek hala resim yapmaları, nasıl açıklanabilir? Oradan kurtulan biri, bu durumu şöyle açıklamıştır. “Her gün yaşayabilmek için bunu yapmak zorundaydık.” (Peterson,)

Çocuklar çizerler, boyarlar, onlar iyi hissetmek için, kendilerini ifade edebilmek için çizerler. İlk anne çocuk ilişkisinin sözsüz olduğu, sonraki birkaç yıldaki dil gelişiminin, çocuğun duygularını ifade etmesinde çok yeterli olmadığı düşünülürse, resim yapmanın önemi daha da iyi anlaşılabilir. Bilinçte olmayanın da yansıtılabilmesi resmi, sanatı daha da güçlü yapar. Travma yaşayan çocuklar, gerçeği anlatamasalar da, resim yolu ile duygusal boşalım sağlayabilirler. Resimlerin bazı özellikleri hemen her çocuk çizimi için geçerlidir. Örneğin; Çocuk çizimlerinde perspektif ve oran yoktur. Büyük çizimler en çok vurgu yapılmak istenen noktadır. (Peterson& Hardin)Bir başka nokta, travmatik deneyimler yaşayan çocukların, travmayı anlatan resimlerine eğlenceli detaylar ekleyebilmeleridir. Bu eklemelerin kesin bir açıklaması henüz yapılamamakla birlikte, iyileşme, umut ya da bastırma olarak algılanabilir. (a.g.e)

Hem sanat terapi gruplarının etkilerini hem de neden çocuklar için önerildiğini açıklamak için birkaç önemli noktanın daha üzerinde durmak faydalı olacaktır. Çocukların harekete olan ihtiyaçları ve tamamen sözel olmayan ifade yöntemleri vardır. Sanat, kendilerini sözel olarak ifade etmekte zorlanan kişiler için çok yardımcı bir dildir. Silverstone, sözleri korunmak ve dikkatleri başka yöne çekmek için kullanabilen kişiler için, sanatın, kendini açık bir şekilde ifade etmek ile eşanlamlı olabildiğini belirtir. Daha öncede vurguladığım gibi, sanatla uğraşmak yaratıcı ve spontan bir süreçtir ve süreç kelimelerden görsele, vucüt diline, duygulara ve daha geniş yansımalara doğru akar. (Silverstone, 1993)

Duygusal olarak,ciddi şekilde yoksun bırakılmış çocuklar için grup terapisi önerilir. Westman (1996)duygusal olarak yoksun bırakılmış çocukların, bireysel ilişkilerin derinliği ile baş edemediklerini, grup içinde ilişkilerin daha yumuşak ve yüzeyde olmasından ötürü, grubun içinde ilişkilerin daha tahammül edilebilir olduğunu belirtir. Aile içinde duygusal olarak görülmeyen çocuklar, grup içinde yaptıkları sanat eserleri ile somut olarak varlıklarını ortaya koyarlar, bu somut var oluş, tüm grup tarafından görülür, onaylanır, desteklenir. İhtiyaç duyulduğunda gruptaki yaşıtlar birbirlerine yardım eder, böylece, gerek somut, gerek duygusal ihtiyaçlar kolaylıkla giderilebilir.

Duygusal olarak yoksun bırakılmış çocukların yanı sıra, Sanat terapileri içinde var olan yaratıcılık ve oyun, bastırılmış, içe kapanık çocukların faaliyete geçmesini de kolaylaştırmaktadır. Sözün kullanımının az olması, duyguların farkına varılmadan resim, müzik, heykel yolu ile dışa vurulması, bu özellikte çocuklara ulaşmayı kolaylaştırmaktadır. Özetle, duygularını ifadede dışa kapalı çocuklar için, sanat terapileri çok etkin olabilmektedir.

Sanat terapi gruplarının etkinliğini sağlayan bir başka nokta grup yaşantısının gücünden kaynaklanır: Grubun oluşan kültürüne dahil olabilme, çocukların duygusal gelişimlerinde olumlu bir katkı sağlar. Özellikle aile hayatlarında veya okuldaki gruplarında iyi deneyimler yaşamamış çocuklar için grup içi kabul görme ve bu kabulü yaşama, tüm üyelerin katkısı ile yaşanan çok iyileştirici bir deneyimdir. (Prokoviev, 1998) Sanat terapi gruplarında kabul için illa söz gerekmez, ortaya çıkan her üründe bunun etkileri bilinçli olmasa da hissedilir.

Çocuklar, sanat materyalleri ile uğraşmaya çok hazırdırlar ve bir çocuğun sanatla dile getirdiği tepki, tüm gruba ilham verici ve onları harekete geçirici olabilmektedir. (Kramer,1971) Çocuklar, grup içindeki etkileşim yolu ile içsel ve davranışsal olarak değişime uğramaktadırlar. “Sosyal açlık” oyun yolu ile ortaya çıkar ve grup tarafından kabul edilmek onların limitlerini geliştirir.

Erikson, çocukların kişisel kimlik ve kendine güven geliştirirken, hem yaşıtlarının hem de kendi deneyimlerinin farkına varmaları gerektiğini söyler. Grup içindeki kabul, davranışları hakkında verilen olumlu, olumsuz geri bildirimler, çocukların grup içinde kendi duruşlarını fark etmeleri için önemli veriler sağlar. Özellikle yetişkinlerle olan ilişkilerinden çeşitli sebeplerle soğumuş olan çocuklar, yaşıtları ile bir arada oldukları gruplarda geri bildirim almaya çok yatkındırlar.

Son olarak, kendi saldırgan duygularının kabul edilmeyeceğinden korkan çocuklar, grubun içinde, bireysel terapiden daha yoğun bir şekilde onları kucaklayan bir ortam bulabilirler. (Prokoviev,1998) Kendi saldırgan dürtüleri, anne, baba veya diğer yetişkinlerce reddedilmiş, dolayısıyla bu dürtüler ve ilişkili duygularla baş edemeyen çocuklar, içsel çatışmalar ve sosyal ortamlarda problemler yaşayabilmektedirler. Sanat materyalleri ise onları yargılamaz, saldırgan dürtüleri yaratıcı bir sürecin sonucunda dönüşerek kendini ifade yolu bulabilir. Saldırgan dürtülerini yapıcı bir şekilde ortaya koyan çocuk için daha yardımcı olabilecek tek şey, grup üyelerinin de bu sürece şahitlik etmeleridir.

Özetle, Sanatla uğraşmanın ve grup terapilerinin gücü, hızlı ve derin sonuçları ile kendini göstermektedir. İnsanlık tarihinde sözden daha önce var olan iletişim yolları olan sanat yöntemleri, evrimleşme sürecimizde geldiğimiz bu noktada, insanla birlikte gelişti. Sanat son yüzyılda artık psikoterapi yöntemi olarak yetişkinlerle ve çocuklarla kullanılmakta ve onlar için bir iyileşme, kendini tanıma, bulma yolu olarak destek vermektedir.

ASENA YURTSEVER, Uzman Psikolog

Kaynakça:
Erikson, H. (1950)childhood and society, New York: W.W.Norton
Kramer, E.(1971) Art as Therapy with Children, Schocken Books, New York.
Peterson, L.W & Hardin, M.E. (1997) Children in Distress . A Guide for Screening Children’s Art. Norton and Company, London.
Prokoviev, F.(1998)adapting the art therapy group for childern. Art therapy groups betwwen pictures and words. Ed. By skaife S,& Huet, V.
Silverstone, L. (1993) Art Therapy the person centred way. Art and the development of the person, Autonomy Books, London.
Westman, (1996)Cotherapy and Reparenting in a Group for Disturbed Children, Group Analysis..

 

Bu yazı http://www.dbe.com.tr/tr-TR/Content/Psikoloji_Dunyasi/Makaleler/Cocuk_Psikolojisi/Sanat_ve_Cocuk.aspx sitesinden alınmıştır.

Post navigation

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir